5 Mart 2011 Cumartesi

0 Viral Pazarlama : Paylaşma


Viral Pazarlamanın farklı bir noktası :  Paylaşma!
Yakın zamanda yaşanan teknolojik gelişmeler insanların sosyal medya araçlarını kullanarak paylaşımı tetiklemesinde tabiri caizde devrim yarattı. Facebook like, tweet this butonları web üzerinde neredeyse artık her yazının, her fotoğrafın, ve her video’nun altında .Önceden paylaşım araçlarımızdan en gözde olanlar e-mail ve msn’nin pabucu bu anlamada dama atılmış gibi görünüyor. Ziyaretçiler ilginç, komik, yeni birşeyle karşılaştıklarında teknolojinin son nimetlerinden faydalanarak paylaşım için artık tek tuş kullanıyorlar.
Kullanılan paylaşım butonları bilginin kişiden kişiye dolaşarak milyonlara ulaşmasına vesile olabiliyor ki biz buna viral yayılma adını veriyoruz. Bu nedenle sanırım insanlar neden paylaşıyor konusunu incelemek ve irdelemek araştırmaya değer bir konu olarak göze çarpıyor.
Bir şeyi ilk bilen olduğunu gösterip, bundan nemalanmak isteyen insanlar paylaşımı ilk başlatan insanlar olarak değerlendirilebilir diyor Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Fatoş Karahasan.
” Aslında yeni ve değerli bir bilgiyi bulup hemen paylaşmak isteyen insanlar yakın çevresine şunu demek istiyorlar: Ben bunu bilen ilk kişiyim! ” Bu niyet çercevesinde paylaşılan bilgi kişinin network’üne yayılıyor. Ancak ilginç şeyler bu noktada şekil alıyor. Bilginin ulaştığı kişide yakın çevresine: ” Bakın böyle bir şey var siz bilmiyorsunuz! ” manasında bilgiyi paylaşıyor. İkinci aşamadaki paylaşmada ki amaç ise bilgiyi ilk bilen olmaktan ziyade diğerlerinin bilmediği bir bilgiye onlardan daha önce ulaşmak olarak göze çarpıyor.Ve virüs bu vesile ile binlerce kişiye ulaşmış oluyor
Sosyal değişim teorisi de (Social Exchange Theory) bireylerin onay, durum ve saygı gibi bir takım sosyal ödülleri kazabilmek için paylaşım yetilerinden faydalanmak istedikleri belirtiliyor. Verimli bilgileri paylaşma motivatörü olarak, bu kişinin kendi ağında kişisel itibarını arttırmak istediği bilgisi ve niyeti ön plana çıkartılıyor. İtibar inşa etmek isteyen insanların diğerlerine sosyal mecra üzerinde sunduğu faydalı bilgilerin, bu amaca hizmet eden önemli bir motivatör olduğunun altı çiziliyor.
Mike Raining bu konuyu oldukça samimi ve açık bir telafuzla anlatmış aslında:  ” Kabul edin veya etmeyin, takdir edilmeyi seversiniz. Eğer ilginç bir şey keşfetmişseniz bunu paylaşabildiğiniz kadar çok insanla paylaşmak istersiniz ki bunu sizin keşfettiğiniz veya yaptığınız diğer insanlar tarafından bilinsin ”
Noromarketing kitabını karıştırdığımızda ise paylaşım ile ilgili şu bilgiyi öğreniyoruz:             ” İnsan beyni benmerkezcidir.” Açıklama ise şöyle: İnsan beyni kendi hakkındaki olaylar konusunda çok hassastır. Ama neden? Çünkü beynin çalışma prensibi: ” Bu işte benim faydama olan ne! ” diye düşünmektir! Eğer herhangi bir şey bize fayda sağlayacaksa beyin hemen bunu kavrıyor. Nöronlar anında bilgiyi taşıyor ve beden eyleme geçmek istiyor. Bu bilgiye dayanarak şunu söyleyebiliyoruz ki bir şeyi paylaşım sonrasında görünen takdir ve teşekkür beynin ihtiyacı olan bir besin kaynağını karşılıyor. (!)
Cüneyt Devrim virallerin yayılmasında diğer önemli bir etken olarak karar vericileri gösteriyor. Cüneyt Devrim karar vericileri diğer insanları ikna edebilen insan olarak tanımlıyor. Ve bu konuda şöyle diyor: ” Eğer karar verici bir şeyi beğenmişse, karar vericinin etkisi altında olanların da onu beğenme olasılığı yüksektir. “Araştırmaya düşünmeye irdelemeye gerek yok! Söz büyük ağızdan çıkma mutlaka birşey biliyor ki söylüyor durumu var sanırım burda.
Bu noktada Erkan Sönmez’in (Tekirdağ Rakı Marka Yöneticisi) yaptığı bir araştırma sonucu ile durumun desteklendiğini fark ettim. Paylaşıyorum: “Araştırma sonuçlarına göre bir çift restorant’a geldiğinde alkollü bir içecek, hem bayan hem de erkek tarafından ilk kez denenecekse dahi buna genellikle erkek karar veriyor. Çünkü kadınlar içki konusunda erkekler kadar iyi olmadıklarını düşünüyorlar.
Fatoş Karahasan’a göre karar vericiler otoriter ve lider yetisine sahip insanlardan oluşuyor. Kısaca şöyle diyebiliriz onlar için: ” Bir topluluk içindeki en bilgili insan ” Konu ile ilgili zargan’a baktığımda ise “etkisi olan” sözcüğü ile karşılaşıyoruz.
Devam edelim. Robert Caldini otoriter insanların nasıl diğer insanlardan etkilediklerine yönelik bazı araştırmalar yapmış:
Bir hemşire ve hasta bu deney için kullanılmış. Bu deneyin amacı ise şu: Doktor yanlış bir emir verirse, hemşire, doğru olanı bilmesine rağmen buna uyacak mı, uymayacak mı?
Olaylar şöyle gelişiyor: Araştırmacılar ayrı hastanelerdeki 22 ayrı hemşireye ile görüşüyor. Telefondaki kişi kendisini hastanenin doktoru olarak tanıtıyor ve hastanedeki bir hastaya 20 miligram ilaç verilmesini istiyor.
Hemşireler bu emir karşısında dikkatli olması için 4 mükemmel neden var:
1) Telefonla verilen emir hastane kurallarına aykırı
2) İlaç kesinlikle yasak
3) Önerilen doz çok tehlikeli boyutta
Hemşirelerin tüm bu gerçekleri bilmelerine karşın emre karşı gelmiyor. Gerçektende %90′ı ilaç dolabına yöneliyor. İlacı alıyor ve hastanın odasına gitmeye çalışıyor. Bu noktada orada bulunan gözlemciler tarafından durduruluyorlar.
Özetlemek gerekirse insanların online dünya üzerinde paylaşımda bulunmasına neden olan etmenlerin başında: kişisel itibar yaratmak, bilinirlik kazanmak, bir bilgiyi ilk paylaşan olmak, bir topluluk içinde bir bilgiyi ilk aktaran olmak, kararvericileri takip etmek, onların söylediklerini şuursuzca paylaşmak geliyor ve bunlar bazı araştırma sonuçları ile desteklenebiliyor


Kaynak : Comtalks ( Ulaş Akpinar )

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Pazarlama Online Copyright © 2012