Hepimizin herhangi bir mal veya hizmet için ödemeye razı olduğu bir bedel vardır. Örneğin sıcak bir yaz günü buz gibi içeceğe 10 TL ödemeye razı olabilirsiniz. Karlı bir İstanbul sabahında kısacık bir yol için boş bir taksiye 20 TL’yi , takımınızın şampiyonluk maçına 100 TL’yi, Pink Floyd’un tekrar bir araya geleceği bir konsere 1000 TL’yi gözünüzü kırpmadan verebilirsiniz.
Sizin tereddüt etmeden ödemeye razı geleceğiniz bu bedelin yanında bir de bu mal ve hizmetler için piyasada kendiliğinden oluşan ödemeniz yeterli tutarlar vardır. Örneğin susuzluğunuzu 50 kuruşa giderebilir, 100 TL ödemeye razı olduğunuz bileti 50 TL’ye satın alma şansına sahip olabilirsiniz. Ödemeye razı olduğunuz bedel ile gerçek piyasa değeri arasındaki farka tüketici artığı denir ve tüketici refahını ölçmek için kullanılabilir. Tüketici artığının en fazla olduğu ürünlerden birisi içme suyudur. Hayatta kalmak için zaruri ihtiyaçlarımızdan içme suyuna çok fazla para ödemeye razı iken,bugün sadece birkaç TL karşılığında içme suyu temin etmek mümkündür.
Toplumsal refahın yüksek olduğu ülkelerde tüketici artığı da yüksektir. Bu cümleyi tersten de okuyabilirsiniz. Devlet, regulatif kurumlarının yaptığı düzenlemelerle piyasının daha rekabetçi hale gelmesini sağlar. Tüketici artığının azalmasına sebep olabilecek birleşme ve satın almaları düzenler, gerekirse engeller. Örneğin Türkiye’de Rekabet Kurulu’nun temel görevi budur. Devletin vergide yaptığı düzenlemeler de ekonomide ve dolayısıyla tüketici artığı üzerinde önemli etkisi olan gelişmelerdir. Tekel konumundaki kurumların amacı ise geliştirdikleri ürün ve servis stratejileri ile tüketici artığını gelir hanelerine yazmaktır.
Peki ünlü arz-talep eğrisindeki değişiklikler tüketici artığını nasıl etkiler ?
Soldaki grafikte arz sabit iken artan talep resmedilmiştir. Bu grafiğin, antioksidan etkisiyle son yıllarda populeritesi hızla artan narı resmettiğini düşünelim.(Reel piyasada bu durumda narın arzı da artacaktır ama bu örnekte sabit kaldığını düşünebiliriz) Talep eğrisi D1′den D2′ye kaymış ve piyasa fiyatı P1′den P2′ye yükselmiştir. Yeni oluşan dengede tüketicinin ödemeye razı geleceği bedel de yükselmiştir ve tüketici artığında sarı renkli bölge ile mavi renkli bölge arasındaki alan kadar artış olmuştur.
Herhangi bir mal veya hizmetten alınan verginin azaltıldığını düşünelim. Örnek olarak mobil internet iletişiminden alınan verginin 2008 yılında %15′ten %5′e düşmesini düşünebilir. Düşen vergilerle mobil operatorler aynı hizmeti daha düşük ücretlerle sunmuş ve daha düşük fiyatlarla daha fazla data kullanımı mümkün olmuştur. Netice olarak, tüketici artığı sağdaki şekilde sarı renkle gösterilen miktar kadar artmıştır. Diğer bir ifade ile tüketici refahı artmıştır. Ek vergilerle tüketici refahının azalacağı da aşikardır.
Tüketici artığımızın fazla olduğu bir gelecek dileğiyle.
Kaynak : Comtalks ( Uygar Boynudelik )
0 yorum:
Yorum Gönder