25 Eylül 2011 Pazar

0 E-Ticaret’e Yatırım Yapmadan Önce…

Goldman Sachs’ın analizleri Türkiye’yi ekonomik büyüme ve kişi başı gelir açısından 2050 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında gösterirken, geçen hafta Standart & Poors’un Türkiye’nin kredi notunu yükseltmesi ve yatırım konusunda güvenilir bir ülke olduğunu iletmesi ve istikrarlı gidişatı, özellikle yabancı yatırımcıları Türkiye’de internet boom’undan faydalanmaya davet ediyor.

Evet, Türkiye’deki istikrarlı gidişat ile birlikte yerli (yabancı) birçok yatırımcının, kullanıcı potansiyeli, kredi kartlarının kullanım yaygınlığı ve genç kitlenin büyüklüğü, penetrasyon hızı gibi bir çok sebepten e-ticarete girme planları anlatılıyor.
Fakat benim anlamadığım, neden hala piyasanın büyük oyuncuları sayılan, ama e-ticaret tecrübesi olmayan firmalar hizmette veya modelde farklılaşarak değil de, falanca filanca site kazandıysa aynısını kopyalayarak ben de kazanırım mantığı ile işe girmeye çalışıyor! Bunu anlayamıyorum.
Şu sıralar neredeyse her firmanın group buying veya private shopping sitesi kurduğunu görüyoruz. Hemen hemen bir çoğu özelleşmek yerine, nasıl aynısını yaparım da para kazanırım diye yaklaşarak iş modelini oluşturuyor.
Firmalar, sitelerine ürün veya hizmet koyunca para kazanacağını düşünüyor. Tabii bir süre sonra iş başarısız oluyor. 
İşin başarısız olmasını kesinlikle sadece aynı konsepti sunmak olarak düşünemeyiz. Ürün veya hizmet çeşitliliğini sağlayamamak da büyük problem olarak karşımıza çıkıyor. 
Hatta ürün ve hizmet çeşitliliği sağlansa da, online mecrada kitlelere nasıl ulaşacağını bilmeden ve yatırım yapmadan, “ürünü koydum öyleyse satılır” diye düşünmek de işin başarısız olmasının sebeplerinden bir tanesi. Fakat yine de, benzer modeller üzerinden farklılık yaratmadan gidilmesini en büyük problemlerden biri olarak görüyorum.
İnternet ve ekonomi profesyonelleri yaklaşık 5 yıl sonra perakende sektörünün neredeyse %50’sinin e-ticaret üzerinden gerçekleşeceğini öngörüyor. Özellikle bu alanda boom yaşayan ülkemizde kurgulanan e-ticaret modellerinin çok sağlam bir strateji ile gerçek verilerden uyarlanarak ve öngörüde bulunularak çıkarılacak fizibilite çalışması ile desteklemek gerçekten birçok firma için zor bir çalışma.
Fakat en azından var olan e-ticaret modellerine yatırım yapmak yerine, marka bilinirliği ile örtüşen veya marka alanı ile özdeşleşen doğru model ile piyasaya çıkılması en doğru yatırım olacaktır. Yani mobil sektörde faliyet gösteren bir firmanın, e-ticaretten önce mobil ticarete yatırım yaparak core business’ını desteklemesi ve bu alanda farklılık yaratmasının kullanıcıda marka bilinci ve güvenirliği açısından daha fazla fayda sağlayacağını düşünmekteyim.
Tavsiyelerim şu yönde olacaktır ki; bu işe girmeye hevesli fakat bizler kadar tecrübesi olmayanlar, sadece Türkiye’deki modelleri değil, yurtdışındaki benzer modelleri de incelesinler. Bu modellerdeki farklılığı kendi marka imajları ile örtüştürerek; hem daha akılda kalıcı hem de daha güvenilir olma yolunda adımlar atsın.

Firmalar, daha sonra fizibilitelerini gerçekten e-ticareti bilen, ne kadar üye, haftada ne kadar ziyaret, hangi oranda convertion, ne oranda ciro yapacaklarının hesabını yapabilecek bir uzmana yaptırarak ve yatırımlarının geleceklerini görmeye çalışarak devam etsinler derim.
Eticaretmag - Gulcin Coruh

0 yorum:

Yorum Gönder

 

Pazarlama Online Copyright © 2012