Lisans eğitimimin Sosyoloji olmasından mı istatistikleri severim, yoksa istatistikleri sevdiğim için mi Sosyoloji okudum? Bu benim için yumurta ve tavuk misali bir kısır döngü olsa da istatistiklerin insan davranışlarının anlamlandırılmasında önemli veriler sağladığına inananlardanım. Bu yüzden yeni birisiyle tanıştığımızda o hakkındaki ilk izlenimimizin oluşmasında kişinin esas söylediklerinin payının sadece %7 olmasını ilgi çekici buluyorum. Bu veriden yola çıkarak, o halde geriye kalan %93′ü neler oluşturuyor ve ilk izlenimi maksimum olumlu hale nasıl getirebiliriz sorusuna cevap veren yeni araştırmaların peşine düşüyorum. 
3000 yönetici ile yapılan bir araştırmanın sonuçları bu açıdan oldukça bilgilendirici. Araştırmaya göre, mülakatlardaki sözsüz iletişimde istemsizce yapılan “yanlış”lar dan biri, yöneticilerin %67′sine göre göz kontağı kurmamak. %21′e göre yüze veya saça dokunmak. %38 de gülümsememenin bir mülakat hatası olduğunu düşünüyor.
Aslında bir iş görüşmesini olumlu hale getirebilmenin en kolay yollarından biri bana kalırsa o şirket hakkında bilgi sahibi olduğunu, başka bir deyişle o pozisyonla gerçekten ilgilendiğini gösterebilmek için mülakat öncesinde detaylı bir araştırma yapmaktır. Daha önce onlarca kez bahsettiğim bu noktayı tekrar okumak zorunda kalanlardan özür diliyorum. Ancak her hafta benzer mülakatları deneyimlediğim için tekrarlama gereği duyuyorum. İnternetten herkesle ve her kurumla ilgili böylesine derinlemesine bilgi sahibi olabilme fırsatı varken, nereye gideceğini, kiminle görüşeceğini merak bile etmeyen adaylarla ilgili olumsuz bir izlenim edinen tek işe alımcı ben değilim herhalde ki, bu araştırmaya katılanların %47′si de şirket hakkında bilgi sahibi olmamayı önemli bir hata olarak belirtmiş.
Aslında belki de mülakatta adayların karşılaştıkları arasında cevabı en basit olan soru budur. Farklı şekillerde sorulabilir: “Şirketimiz hakkında neler biliyorsunuz” gibi direkt de gelebilir, “neden biz” gibi daha dolaylı da sorulabilir. Neticede sizden almak istediğimiz cevap bizi ne kadar bildiğiniz, bilmiyorsanız ne kadar araştırma yaptığınızdır… Bazen öyle adaylar geliyor ki, şirket hakkında web sitesinde ve kurumsal blogta yazanların ötesinde, internette bulamayacağı bilgileri bile bir şekilde edinip gelmiş, mülakatta laf arasında bahsedebilecek durumda oluyor. Bu durumda da diğer adayların bir adım önüne kolaylıkla geçebiliyor. Bunun yanında (mülakat davetini yaklaşık 1 hafta önce göndermemize rağmen) “ayy hiç vaktim olmadı araştırmaya, siz bahseder misiniz şirketten?” diyen nazik adaylarla da karşılaşabiliyoruz.
Beden dili görecelidir, renklerin psikolojik etkisi de bir anlamda karşınızdaki kişiye göre farklılık gösterebilir. Ancak adayın ne kadar istekli olduğunu gösterme biçimi nettir. İstek de işe alımda en yüksek etkiye sahip kriterlerden biridir…
0 yorum:
Yorum Gönder